Web Analytics

Türkiye'nin En Kaliteli Hayvansever Platformu!

Temiz arayüz, yenilikçi bakış açısı ve stabil bir duruş. Türkiye'nin ilk ve tek marka tescilli hayvanseverler platformu "Hayvanlar.com.tr"
Sevimli dostlarımız hakkında her tür bilgiye rahatça erişip sorunuzu sorabileceğiniz tek platform.

A'dan Z'ye kedi sağlığı

Tweety

Moderatör
Katılım
6 Ağu 2021
Mesajlar
8,000
Aldığı Beğeni
1
Yaş
38
Konum
Alaska
Minik Dostum
  1. Kuş
- A -
APSE: Dışarıda yaşayan kedilerde, özellikle kısırlaştırılmamış ve bu yüzden kolayca kedi kavgalarına girişebilecek olanlarda apse oluşumu sık görülür. Tırmalanma, ısırılma ve başka yaralanmalar sonucunda, iltihap dolu bu kesecikler özellikle başta , boyunda ve kuyruk sokumunda oluşur. Apsenin büyüklüğüne göre genel belirtiler de (ateş, iştahsızlık,durgunluk) gözlenebilir. Apse olgunlaşınca veteriner hekim tarafından açılır ve dren konulur. Yara tümüyle iyileşinceye kadar antibiyotik tedavisine devam edilir.

AĞRI: Kedi ağrılarını miyavlayarak, iştah kaybı, davranışlarında değişmeler veya topallama ile belli eder. Yetişkin kedinin mırıldanması ise her zaman memnuniyet ifadesi değildir. Ağrı bir anda ve şiddetli bir travmaya bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen kronik bir hastalığın sonucunda da ağrı ortaya çıkabilir. Çok acı çeken ve buna mahkum olduğu bilinen kedilerde ötanazi düşünülebilir.

AKCİĞER ÖDEMİ: Akciğer ödemi her zaman acil bir durumdur.Akciğer ödemi, kalp rahatsızlığı olan kedilerde görülür. Ama alerjik bir reaksiyon veya zehirlenme sonucunda da oluşabilir. Ödem kronik ya da akut olabilir. Kedi güçlükle ve hırlayarak nefes alır. Öksürük görülebilir. Dili ve dudakları mavidir. Burnundan akıntılar gelir. Tedavi edilmediği takdirde kedi ölebilir. Acilen bir veteriner hekim çağırmak gerekir.

ARTROZ: Kediniz topallıyorsa, hareketleri ona acı veriyor gibi görünüyorsa, belki artroza yakalanmış olabilir. Bu hastalık eklemlerde akut yangılarla kendini gösterir ve ilerleyerek eklemin tahrip olmasına neden olur. Çoğunlukla yaşlı kedileri etkiler. Veteriner hekiminize danışın, radyolojik bir muayene yapacaktır ve acılarını dindirmek için yangı giderici ilaçlar verecek ya da operatif bir işlem uygulayacaktır.

AŞI: Kedinin enfeksiyon hastalıklarına (kedi gençlik hastalığı, kedi üst solunum yolu enfeksiyonları, klamidiozis, lösemi, kuduz) karşı korunması için çok sayıda etkin aşı bulunuyor. Aşılar kediyi hastalıklardan koruyan antikorların oluşmasını sağlarlar. Ancak aşının etkisi hemen ortaya çıkmaz: bir ya da iki haftalık bekleme süresini hesaba katmak gerekir. Bir yavru kedinin aşılanma programındaki ilk aşı yaklaşık sekiz haftalık olduğunda yapılır, ikincisi iki hafta sonra. Tüm aşılar her yıl yenilenir. Kedinizin tüm aşıları tedavi ve operasyonları aşı karnesine de kaydedilir. Size verilen bu aşı karnesi kedinin hem kimliği, hem pasaportu, hem de sağlık karnesidir. Tatillerde, yurt dışına yapılan seyahatlerde ya da kedinizi emaneten bir yere bıraktığınızda, bu aşı karnesini yanınızda bulundurun ve kedinizi bakıma alan kişiye verin.

ATEŞ: Titremeler, sık soluma ve kalp atışlarının hızlanması , halsizlik: bunlar, ateşli bir kedinin belirtileridir. Makattan alınan vücut ısısı sabahları 38.5 derece, akşamları da 39 derecenin üzerindedir. Burnundaki kurumaya hiçbir zaman güvenmemelidir. Bunun beden ısısı hakkında doğru bir bilgi verdiğini düşünmek yanlıştır. Öncelikle termometreyi sallayarak derecesini düşürün. Ateşini ölçmek için kuyruğunu kaldırın. Sonra makatına yatay olarak bir termometre sokun, ve termometreyi eğik tutarak bağırsak kenarına değmesine dikkat edin.Termometreyi önce vazelin ile yağlarsanız, girişi daha kolay olur. Kediyi bir iki dakika süreyle hareket ettirmeden tutun ve onu sakinleştirmek için sürekli olarak okşayın. Yüksek ateş uzun süre devam ederse karaciğer, böbrek gibi organlarda dejenerasyona neden olarak geri dönüşsüz hasara yol açabilir. Bu nedenle hekiminize danışın. Hekime danışmadan kedinize ateş düşürücü vermeyin , beşeri hekimlikte kullanılan ilaçların çoğunun kedilerde ciddi yan etkileri vardır.

- B -
BANYO: Kedinizin kılları aşırı derecede kirlenmediği takdirde banyo gerekli değildir. Ama kedi yarışmalarına katılanlar için de kaçınılmazdır. Kediler suyu pek sevmezler, bu yüzden yavru kediyi banyoya alıştırmakta yarar vardır. Tüm bu yıkama işlemini, kediyi hırpalamadan olağanüstü bir yumuşaklık ve şefkatle yapın. Banyodan önce, özellikle kıllar uzun ise, tüylerin kıtıklaşmaması için onu tarayın. Kediyi küvetin yada lavabonun içine yerleştirin. Suyun ısısı yaklaşık 39 derece civarında olması uygundur. Kedi şampuanı dışında başka şampuan kullanmayın . Kediler için en uygun pH 6.5’ tur. Kafası hariç her tarafını şampuan ile yıkayın. Şampuanı iyice köpürttükten sonra bol su ile durulayın. Kediyi iyice kurulamak için bir havlu ile ovalayın. Kuruluma işlemini, ısısı düşük ve az gürültülü bir fön ile kurulayın. Kedi çok sık (15 günden sık) yıkandığında ve uygun olmayan şampuan kullanıldığında kılları dökülebilir.

BESLENME: Kedi, bol miktarda proteinler, yağlı maddeler. A ve B vitaminleri, ama az miktarda karbonhidrat içeren yiyeceklere gerek duyan etçil bir hayvandır. Eğer kedinizin yemeğini siz kendiniz hazırlamak istiyorsanız, değişik maddeleri katmanız uygun olur: protein için sığır eti. sakatatlar veya balık; hamur işleri veya tahıllar, ama bunlar zorunlu değildir: selüloz için yeşil sebzeler ve havuçlar, özellikle daha hareketsiz olan kediler için; enerji vermesi için de bir miktar yağ. bir kahve kaşığı bitkisel sıvı yağ olabilir: sonra B vitamini için bir kahve kaşığı bira mayası; proteinler, kalsiyum, fosfor ve yağda çözülen vitaminler (A, D, E, K) için süt ve süt ürünleri. Suya gelince, kediler çok su içmez ancak suyun taze olması önemlidir.

Hazır mamalar ile beslenme: Bunun dışında, kullanımı ve saklanması daha kolay olan hazır mamalar da verebilirsiniz. Bunlar kusursuz biçimde dengelenmiş, denetlenmiş ve iştah açıcıdırlar. Bir zamanlar kediler için yaş gıdalar tercih ediliyordu, ama artık durum böyle değil, çünkü kuru mamalar da son derece besleyici. Ama eğer kuru mama vermeyi seçerseniz, sürekli olarak taze su bulundurmayı unutmayın. Kedinizi kesinlikle köpek mamasıyla beslemeyin. Uzun süre köpek mamasıyla beslenen kedilerde "Taurin" yetmezliğine bağlı olarak körlük gelişebilir.

Gebe kedinin beslenmesi: Protein içeriğini, gebelik döneminin bitimine kadar arttırmayın. Anne karnındaki yavrular, en fazla son yirmi günde büyür. Anne kedinin, gebelikten önceki kilosunun % 20'sinden daha fazlasını almamasına dikkat edin.

Süt verme döneminde beslenme: Dişi kedinin ihtiyaçları, süt verme döneminin üçüncü ila beşinci haftaları arasında belirgin biçimde artar. Ona zengin besleyicilerden oluşan gıdalar verin. Süt tetanisi riskini önlemek için doğru bir fosfor-kalsiyum dengesine dikkat edin. Yaşlı kedilerin beslenmesi :Kedi on yaşına gelip ihtiyarladığında, fiziksel aktiviteleri de azalır. Hazım sistemi tembelleşir. Kedinizin gıdasındaki yeşil sebzelerin miktarını arttırın: yemek miktarı azalmasa da bu, şişmanlamasını veya kabızlık sorunları yaşamasını önler.

Yavru kedilerin beslenmesi: lk üç hafta boyunca, yavru kedi yalnızca annesinin sütü ile beslenir. Üçüncü haftadan itibaren bu artık yeterli gelmez, çünkü gelişmesi de hızlanmıştır. Meme emme, yedinci ila sekizinci haftada sona erer. Bu yüzden üçüncü haftadan itibaren yavru kedileri yavaşça yeni besinlere alıştırmak gerekir. Başta çok sıvı halde olan ek besinler gitgide katılaştırılır. Yedinci haftaya doğru yavru kediler katı besine geçebilir . Yavruların düzgün biçimde kilo aldıklarını kontrol etmek için onları düzenli olarak tartın. Memeden ayrılmanın, onların yetişkin birer kedi olarak yaşamlarında önemli bir dönüm noktası oluşturduğunu unutmayın. Yavru kedilerin daha fazla kalsiyum ihtiyacı olduğundan et, sakatat gibi bol fosfor içeren gıdalar yerine süt ve süt ürünleri takviyesi daha yararlıdır.

BÖBREK YETERSİZLİĞİ (AKUT): Burada söz konusu olan, böbrek fonksiyonlarının aniden bozulmasıdır. Nedeni, böbreğe giden kan dolaşımında bir azalma veya idrar yollarını tıkayan bir nesne (taş veya tümör) olabilir. Kedi baygın gibidir. Ancak çok az miktarda veya hiç idrar yapmaz, kusar iştahsızlık ve ciddi keyifsizlik vardır. Kedi tedavi edilmezse, üre komasına girebilir. Tedavi, böbreklerin artık atamadığı toksik maddeleri temizlemekten oluşur.

BÖBREK YETERSİZLİĞİ (KRONİK): Böbrek fonksiyonları yavaşça azalır, ama enfeksiyonlardan kaynaklanan böbrek dokularındaki değişik lezyonlar da bunun nedeni olabilir. Genellikle yaşlı kedileri etkiler ve üremiye dönüşebilir. Kedi artık bu hastalığa mahkumdur. Uygun bir perhiz önerilir: kronik böbrek yetersizliği çeken kediler için özel üretilmiş diyet mamalar vardır. Eğer kediniz eskisinden daha çok su içme eğilimi gösteriyorsa veya nefesi kötü kokulu ise, bu yetersizliği zamanında teşhis etmek için veteriner hekime danışmayı ihmal etmeyin.

- C -
CİNSEL DÖNEMLER: Dişi kedinin davranışlarındaki değişimler, cinsel döneminin hangi aşamasında bulunduğunu anlamaya yardım eder. Başta, kedi ses çıkartır, kol ve bacaklarını arkaya atarak yerde tepinir, yerde yuvarlanır ve mobilyalara sürünür. Son derece yumuşaktır, özellikle erkeklere karşı. Erkek kedinin sırtına binmesine izin verir, ama cinsel birleşime henüz hazır değildir.Bu, yaklaşık 1 ila 3 gün süren preöstrus dönemidir.

Sonra kızgınlık, yani östrus, dönemi başlar, ırklara göre süresi değişebilir, ama genelde 10 gün sürer. Kedi cinsel birleşmeye izin verir. Yumurtlama hemen olmaz, ama cinsel birleşim ile vajinanın uyarılması sonucunda yumurtlama başlar. Diöstrus,ırklara göre bir ila üç hafta sürebilir. Dişi kedi yeniden erkeklerin atılımlarını geri çevirir ve kesinlikle hiçbir cinsel temasa izin vermez.

Yumurtlama yok ise, dönem toplamda yaklaşık üç hafta sürer, ama bazen sadece sekiz gün veya tam aksine otuz gün sürebildiği de olur. Döllenme olursa, gebelik başlar.

CORYZA (NEZLE): Bu kedi türlerinde çok sık görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. İki virüs, herpes ile calicivirus, nezlenin en ağır türlerine neden olur. Chlamydia bakterileri de, mevcut bir hastalığı daha da komplike hale getirebilir. Hastalık, dar bir mekanda bir arada yaşayan kedilerde doğrudan temas ya da virüsün bulaşmış olduğu nesneler aracılığı ile bulaşır. Kedi ateşlenir, durgundur, yemeğini reddeder. Aksırır. Burnu ve gözleri akar. bazen, ağız boşluklarında oluşan yaralar aşırı bir salya salgısına neden olur. Tedavi hızla başlamaz ise, belirtiler ağırlaşır: burnu tıkanır, göz kapakları akıntılar yüzünden birbirlerine yapışıp kapanır. Hastalık bronşları da etkileyip akciğer iltihabına doğru seyreder. Kedi bitkinlikten ölebilir, çünkü ne yemeğini yemekte ne de gerekli suyu almaktadır. Tedavi etmek için, gözlerini ve burnunu temizlemek ve ona antibiyotik vermek gerekir. Aynı zamanda su kaybını da gidermek gerekir. İyileştiğinde kedi yeniden hastalanmaya karşı bağışık durumda değildir. Hastalığa karşı aşılar mevcuttur.

- F -
FIRÇALAMA: Fırçalama, özellikle kedinin kıllarını döktüğü dönemlerde kaçınılmazdır. Gelecekteki kedinizi seçerken bunu göz önünde bulundurun, çünkü bazı kedi ırkları özellikle bakım ve ilgiye daha çok ihtiyaç duyar. Kısa kıllı kedileri haftada bir iki kez fırçalamak yeterli olur. Bunun için kıllarındaki kepek ve tozu atmak için ince telli bir tarak kullanabilirsiniz. Gösteriye çıkan kediler için, kılları ortaya çıkartabilirsiniz. Örneğin bir süet deri parçası ile parlatabilirsiniz.

Uzun kıllı kediler her gün fırçalanmak ister. İlk başta, oluşabilen kıtıkları açın. Kıtıklardan birini kesmek zorunda kalırsanız, çok büyük dikkat gösterin. Aksi halde deriyi kesebilirsiniz. Sonra tüm bedeni fırçalayın. Eğer kedinizin boynunda renkli bir halka varsa, ters yönden fırçalayarak bunu ortaya çıkarabilirsiniz

- G -
GEBELİK: Gebelik ortalama 55 ila 60 gün sürer, ama altı güne kadar uzayıp kısalabilir. Ağır bir gebelik durumunda (örneğin yedi yavru olduğunda), gebelik daha kısa süreli olabilir. Aynı şekilde, dişi yalnızca bir yavru taşıyorsa gebelik dönemi uzayabilir. Döllenmenin meydana gelmiş olduğunu gösteren pek çok işaret vardır. Her şeyden önce kızgınlık belirtileri sona erer. Kedi davranışlarında değişmeler gösterir. Huzursuz görünür, dinlenmeye daha çok vakit ayırır ve daha çok şefkat ister. Aynı zamanda fiziksel değişmeler de yaşar. İlk iki üç haftadan sonra memeleri şişip uçları kızarır. Bu özellikle ilk kez doğum yapan kedilerde çok belirgindir. İkinci ayda karın büyümeye başlar. 19.günden itibaren bir karın ultrasonografisi ) ile kesin bir teşhis konulabilir. Üç ila dört hafta arasında fötüs keseleri elle hissedilebilir. 38.gün civarında bir radyografi ile iskeletler görülebilir. Son iki haftada karnına koyduğunuz elinizle yavruların hareketlerini hissedebilirsiniz.

GENEL ANESTEZİ: Endoskopi, radyografi veya ameliyat gibi bazı müdahaleler genel anestezi gerektirir. Veteriner hekim anestezi öncesi bazı tahliler isteyebilir. Tahliller kediniz için seçilecek anestezi türünün seçilmesine yardımcı olur. Ya iğne ile ya da solunum yoluyla. Müdahaleden sonra kedinizi aldığınızda, onu sıcakta tutun ve taşınması sırasında üşütmesini engelleyin. Bunun için onu bir battaniyeye sarın. Solumasını ve nabzını kontrol edin. Anestezinin üzerinden en az 12 saat geçmeden yemek ve su vermeyin.

GÖZ NEZLESİ: Göz çevresini kaplayan dokunun ve göz kapaklarının (konjunktiva) iltihaplanmasıdır. Sulu veya cerahatli bir akıntı oluşur. Göz kapakları, gece uykusundan sonra akıntılar yüzünden birbirine yapışabilir. Kedi ışıktan kaçar. Yabancı maddeler (toz, polen), virütik bir enfeksiyon, Chlamidiosis veya bir alerji, konjunktivite neden olabilir. Antibiyotik bir göz merhemi kediyi rahatlatır.

- H -
HİPERVİTAMİNOZİS: A vitamininin yiyecekte aşırı dozda bulunması pek çok rahatsızlığa neden olur: kedi gitgide daha az hareket etmeye başlar ve hareketleri ağrılı olur. Bu türde bir zehirlenme gerçekten de hareket sorunları ve ağrılarından sorumludur. Anti-enflamatuvar ilaçlar kedinin sıkıntılarını dindirebilir ama tedavi önleyici olmalıdır. Kediniz çiğ ciğere bayılsa bile, beslenmesinde bunu abartmayın.

İDRAR TUTAMAMA: Kediniz istemeden idrar kaçırabilir. Bu idrar tutamamanın nedenleri beyinde, omurgada veya idrar kesesindeki nörolojik bir lezyon olabilir; doğuştan olan veya idrar sisteminde sonradan oluşan anomaliler: yapı bozukluğu veya hormon dengesizliği. Teşhis koyabilmek için testler (kan ve idrar tahlilleri, direk radyografi veya kontrast maddeli ürografi) kaçınılmazdır. İdrar kesesinden, dışarıya uzanan kanal gerdirilecek operasyonla bu durum önlenebilir.

İDRARA YOLLARINDA TIKANMA: Belki kedinizin çiş kabında uzun süre kaldığını, ama sadece kanla lekelenmiş birkaç damla idrar bırakabildiğini gördünüz. Bunun dışında çok sık cinsel bölgesini yalıyor. İdrar kesesi şiş ve karnı da sert. Bu, böbrek yetersizliğine doğru seyredebilir. Bunlar, idrar yollarında küçük taşların neden olduğu bir tıkanıklığın belirtileridir. Bu türde bir rahatsızlık bir ila dört yaş arasındaki erkek kedileri etkiler. Aşırı hareketsiz bir yaşam biçimi, şişmanlık, su yetersizliği, çiş kabının temiz olmaması veya gıda ile aşırı miktarda fosfor ve magnezyum alımı erkek kedinin 1 yaşından önce kısırlaştırılması bu rahatsızlık için uygun ortam hazırlar. Bir veteriner hekime gitmekte gecikmeyin. Hekiminiz idrar yollarını tıkayan taşları sonda veya ameliyat ile giderecek, sonra da böbrek yetersizliğini serum ile tedavi edecektir. Yeniden taş oluşumunu önleyici tedaviler de uygun olacaktır. Kısırlaştırılmış erkek kedilere özel diyet ürünlerin verilmesi koruyucudur.

KABIZLIK: Kediler de bu rahatsızlığa yakalanabilirler. Dışkı azlığı, dışkı boşalımı sırasında zorluk ve ağrı, şiş bir karın bu rahatsızlığın belirtileridir. En sık görülen nedenleri: kıl yumakları, hareketsizlik, yetersiz selüloz içeren bir beslenme, çiş kabının temiz olmaması, yer değiştirme. Bilinen en iyi bağırsak söktürücü, kalın bağırsak içeriğini yağlayan ve bu şekilde dışkının atılmasını kolaylaştıran parafin yağıdır. Yiyeceğindeki selüloz miktarını arıtırın, ki bunlar en çok yeşil sebzede bulunur. Kabızlığın devam edip etmediğini bir radyografi ile belirleyebilirsiniz. Eğer bağırsak tembelliği sonucunda megakolon denilen durum gelişmişse bu durum ancak operasyonla giderilebilir.

KANSER: Meme, ağız, deri ve kan hücreleri kanserleri kedilerde en sık görülenlerdir. Bazı urlar ortaya çıkabilir. Eğer lokal olarak sınırlı kalırlarsa, iyi huylu olarak adlandırılırlar. Ama eğer aksine metastazlar yaratarak hızla yayılırsa, söz konusu olan kötü huylu bir tümör, yani kanserdir. Anormal bir dokunun (çoğunlukla şişlik tarzında) ortaya çıkmasının dışında zayıflama, öksürme, hazım sorunları, kanamalar gibi belirtiler gözlenebilir. Veteriner Hekim radyografi, ultrasonografi, kan tahlilleri ve patolojik muayene ile teşhisi koyar. Tedavi cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi ile yapılabilir.

KATARAK: Gözdeki kristal tabaka (göz merceği) bulanıklaşır ve göz beyaz olur. Kedi gitgide görme yeteneğini kaybeder, sonunda körlüğe kadar varır. Doğuştan olabilir veya bir travma veya iltihaplanmanın ardından oluşabilir. Günümüzde FAKO tekniği ile yapılan operasyonlardan daha başarılı sonuçlar alınmaktadır.

KEDİ BAĞIŞIKLIK YETMEZLİĞİ VİRUSU (FIV): Kedi bağışıklık yetmezliği virüsü, ısırmalarla kediler arasında bulaşır. Erkekler özellikle yatkındır. Bunun dışında FlV'e yakalanmış bir kedinin aynı zamanda FeLV'yi (Kedi lösemi’si) de taşıyor olması olasılığı yüksektir. Enfeksiyon çok yavaş bir biçimde gelişir, bazen bir yıl sürer. Bazı kediler virüsü içlerinde hastalanmadan barındırırlar. Aşılanmamış kedilere bulaştırabilirler, ama çok daha uzun vadede. Son olarak, % 30 kedi kendini savunma yönteminden yoksundur. Onlar çok kısa sürede virüsü kaparlar. Temas ettikleri aşılanmamış kediler için son derece tehlikelidirler. Virüsün bulaşması ile hastalığın ilk belirtilerinin ortava çıkması arasındaki zamanlarda kedi hiç bir belirti göstermez. Sonra bazı kronik enfeksiyonlar ortaya çıkmaya başlar: diş eti iltihaplanması, ağız dokusu iltihaplanması, periodontit (dişleri çevreleyen tüm dokuların akut biçimde iltihaplanması), burun iltihabı, konjonktivit, apse, kulak iltihabı, ishal. Hayvan belirgin şekilde zayıflar ve hastalığa karşı savaşamaz hale gelir. Virüs, kandaki belirli antikorların bulunması ile teşhis edilir. FeLV'den farklı olarak, FIV'e karşı aşı yoktur. Ancak rahatlatıcı ilaçlarla hastalığın gelişimi sırasında kedinin sancıları dindirilmeye çalışılır.

KEDİ ÇİŞ KABI: Buna çok büyük bir önem vermelisiniz. Kedinin temizliği için vazgeçilmez bir araçtır. Kedinin kolay ulaşabileceği, sessiz ve havalandırılabilen bir yer bulun. Düzenli olarak dışkıları ve kirlenmiş bölgeleri temizleyin, temiz kum koyun. Kutuyu en az haftada bir kez sıcak su ile yıkayın.

KENE: Bu parazitler kedinin kanı ile beslenir. Kahve renkte olurlar ve kan emmiş oldukları zaman yaklaşık 3 ila 16 mm boyundadırlar. Kene riski özellikle ilk ve sonbahar aylarında daha yüksektir. Kene kediye yapışır ve kan ile dolup doyuncaya kadar kedinin üzerinde kalır. Sonra kendini bırakır. Kaşıntı yapmaz. Küçük bir kızarıklık oluşur. Keneyi almak için, kenenin üzerine etere ya da gaza batırılmış pamuk bastırın. Bir cımbız ile dikkatlice alın ve içeride parçasının kalmamasına dikkat edin. İşi tamamlamak için bölgeyi dezenfekte edin. Eterli pamuk bastırmadan yada yağ damlatmadan cımbızla çekmeyin aksi takdirde kenenin kan emme uzuvları içeride kalır.

KERATİT: Kornea (gözün saydam tabakası) tabakasının iltihaplanmasıdır. Belirtileri şunlardır: göz kapaklarının spazmı, acı, göz yaşı akıntısı, kuvvetli ışıktan kaçma, kornea üzerinde lekeler... Mikroplar veya bir virüs bu iltihaplanmaya neden olabilir, ama aynı zamanda bir tırmalanma, bir yaralanma veya pisipisi otu gibi bir yabancı maddeden de kaynaklanabilir. Korneada ülser oluşabilir. Uygun olmayan bir tedavi gözün kaybedilmesine yol açabilir. Bunun için en kısa zamanda veteriner hekiminize danışıp korneadaki lezyonların durumunu öğrenin.

KEDİ GENÇLİK HASTALIĞI: Bir parvovirüsün neden olduğu bu hastalık, kediler dünyasındaki en bulaşıcı hastalıktır. Doğrudan temas veya bulaşmış nesneler aracılığı ile olur. Kuluçka süresi 5 gündür. Hastalık yüksek ateşle (40 derece) başlar, bunu iştah kaybı ve halsizlik izler. İshal de meydana gelir, kedi sık sık kusar ve böylece hızla su kaybına doğru gider. Sonra vücut ısısı 37 dereceye kadar düşer. Yapılacak bir kan tahlili, beyaz kan hücrelerinin azaldığını (panlökopeni) teyit eder. Tedavi edilmezse, altı aylıktan küçük yavruların büyük çoğunluğu, yetişkin kedilerin de yarıya yakını ölür. Gebe kedide, bu hastalık yavrular üzerinde tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Tedavi, normal su seviyesini koruyabilmek için kusmayı önleyici ve ishal durdurucu ilaçlardan oluşur. İki aylıktan itibaren üç hafta ara ile iki kez yapılan bir aşısı vardır ve her yıl tekrarlanır.

KIL DÖKME: Kedinizin kıl kaybettiğini fark edebilirsiniz, ilk başta yalnızca bir bölgededir, sonra bütün bedene yayılır. Paraziter veya iltihaplı bir hastalık, yanlış beslenme, mevsimsel kıl yenilenmesinin uzaması, hormonel bir bozukluk, uyuz, mantar veya psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanabilir. Deri kazıntısı ve kan tahlilleri, kesin bir teşhis koymanızı sağlar. Bazı eksiklikler de kılların kırılmasına ve anormal miktarda dökülmesine neden olabilir. Bunun önüne geçmek için kedinizin mamasına mineral ve vitaminler, bira mayası ve sıvı bitkisel yağlar katabilirsiniz.

KIL YENİLEME: İlk ve sonbahar aylarında olur. İlkbahardaki daha büyük önem taşır; çünkü kış kılları daha kalındır. Apartmanlarda yaşayan kediler kıllarını tüm yıl boyunca kaybedebilirler. Bu dönemlerde, tüm ölü kılları almak için fırçalanmasına özellikle büyük önem vermek gerekir.

KIL YUMAKLARI: Kediler günlük cilt bakımları sırasında çok miktarda kıl yutarlar. Midede bu kıllar, ciddi hazım sorunlarına, örneğin bağırsak tıkanması gibi rahatsızlıklara neden olabilen yumaklar oluşturur. Düzenli fırçalama, özellikle kıl dökme dönemlerinde, kedinin aşırı miktarda ölü kıl yutmasını önleyebilir. Düzenli bir tedavi hazım problemlerinin önüne geçer.

KUDUZ: Sinir sistemini etkileyen viral bir hastalıktır. Hastalığın bulaşması, hastalığa yakalanmış bir hayvanın ısırması, tırmalaması veya yalaması sonucunda oluşur. Kuluçka dönemi 15 ila 60 gün arası sürer Ama bundan çok daha uzun da olabilir. Davranış değişiklikleri, saldırganlık, salya akıntısı, delirme, felç, başlıca klinik belirtileridir. Hastalık hızla genel felce ve sonra da ölüme doğru seyreder. Kuduz bir hayvanın yalaması sonucunda bulaşmış olan kuduz hastalığı, 3 ila 15 gün içinde ilk belirtilerini gösterir. Öte yandan, kedi sağlıklı görünebilir, ama birlikte yaşadığı insanlar ve diğer hayvanlara hastalığı bulaştırabilir. Kedinin kuduza karşı aşılanması üç aydan itibaren, bir veya iki aşı ile yapılır. Aşılar her yıl tekrarlanır. Kuduz aşısının yapılmış olduğu ve süresinin henüz geçerli olduğu aşı karnesine kaydedilmelidir ve tüm ülkeler için ve ülkeler arası yolculuklarda zorunludur.

KULAK UYUZU: Kulak içinde bir tür uyuzun varlığından kaynaklanan bu hastalık, daha çok yavru kedilerde görülür. Bu parazitler kulaklara yerleşir, kedilerin doğrudan birbirleri ile teması ile bulaşır ama insan üzerinde hiç bir etkisi yoktur. Kulak kızarır ve kulak kanalında kaşıntıya neden olan kahve-siyah bir akıntı oluşur. Kedi kulaklarını kaşır ve başını kuvvetle sallar. Bu şekilde, parazitin oluşturduğu lezyonlara bir de kaşınmanın verdiği lezyonlar da eklenmiş olur. Kronikleşmeyle birlikte orta kulağa yerleşen mikrobik bir enfeksiyon oluşabilir. Kulakları iyice temizlendikten sonra kulak içine antiparaziter bir ilaç uygulanmalıdır. Eğer birkaç kedi bir arada yaşıyorsa, hasta kedileri, diğerlerine bulaştırmamaları için diğerlerinden ayırın.

KULAK İLTİHABI: Kulak kanallarındaki bir enfeksiyondur. Dış kulak ağrılıdır. Kedinin kulağı kızarmış, kötü kokulu ve akıntı doludur. Paraziter bir kulak hastalığı (kulak uyuzu gibi), kulağa giren pisipisi otları sonucunda da oluşabilir. Tedavi lokal ve sistemik olarak yapılabilir. Genelde veteriner hekimler kulak kanalını temizledikten sonra bir kaç etkin maddeyi içeren (kortizonlar, antifungal, antibakteriyel, antiparaziter) kulak pomatları kullanır. Çoğunlukla sistemik antibiyotikler de verilir.

KÜRK: Kedi kürkü, üç tür kıldan oluşur. Kısa ve ince kıllı alt kürkü onu etkin bir şekilde soğuktan korur. Orta uzunluktaki kıllar bir tür yastık oluşturur. Son olarak ta, üst kürk denilen uzun kıllar, kürkün rengini verir.

LÖSEMİ (FELV): FeLV, kedi lösemi hastalığının virüsüdür, son derece bulaşıcı olan bu virus çok yaygındır. Bulaşma, kediler arasında doğrudan temas veya bulaşmış bir nesne aracılığı ile olur. Aynı zamanda dişi kediden yavrularına da süt ile geçer veya gebelik döneminde anneden yavrulara geçebilir. Ancak lösemi virüsü ile temas eden her kedinin de mutlaka bu hastalığa yakalanmadığı bilinmektedir. Kedilerin % 40'ı bu enfeksiyona karşı direnç gösterir ve sağlıklı olan ama aşılanmamış kediler için de tehlikeli değildirler. Kedilerin % 30'u bu virüsü kendileri hastalanmadan vücutlarında taşıyabilir ve aşılanmamış kedilere bulaştırabilirler. Kedilerin kalan %30’luk kısmı ise bu virüse karşı savunma sisteminden yoksundurlar. Hastalığın ilk belirtilerinin ortaya çıkmasındaki süre çok değişkendir, birkaç hafta ile bir kaç yıl arasında değişebilir. Yine son derece değişik olan belirtiler şunlar olabilir: kansızlık, tüm hastalık türlerine karşı aşırı duyarlılık. Ayrıca FeLV'nin, kedilerin yumuşak doku tümörlerinin oluşumuna katkıda bulunduğu saptanmıştır. Virüs pek çok rahatsızlığa neden olabilir. Veteriner hekim, lösemi virüsünün P27 proteinini bulmak için ELISA testi yapar. Hastalığı teşhis etmek için iki ay ara ile yapılan iki testin sonucunun pozitif çıkması gerekir. Bu hastalığı tedavi etmek için hiç bir ilaç yoktur. Ama dokuz haftalık yavrulara üç hafta ara ile iki kez yapılan aşılar mevcuttur. Aşılar her yıl yenilenir.

- N -
NEFES: Eğer kedinizin nefes kokusu rahatsız edici ise, bir hekime başvurmak gerekir. Bu, lokal (diş eti iltihabı, ağız dokusu iltihabı) veya genel (böbrek yetersizliği) bir hastalığın belirtisi olabilir. Kötü kokulu nefesin en sık görülen nedeni ise dişlerde biriken tartardır.

- Ö -
ÖMÜR: Kedinin ömrü, yaşadığı ortama bağlıdır: beslenme, temizlik, tıbbi bakım... Yaklaşık 12 ila 14 yıl arasıdır. Ancak daha da uzun yaşayanlar vardır. Dışarıda yaşayan kediler, evlerde yaşayan kedilere göre tehlikeli durumlara daha açıktır, dolayısıyla yaşamları daha genelde daha kısa olur.

ÖTANAZİ: Veteriner hekiminiz ile birlikte karar vererek, tedavi edilemez bir hastalığa yakalanmış olan kedinizin acılarına son verebilirsiniz. Veteriner hekiminiz önce kediyi uyutan, sonra kalp ve solunumu durduran bir iğne yapacaktır. Kedinin aşırı derecede korkması halinde, birkaç saat önce bir sakinleştirici yapılabilir.

- P -
PARAZİTLER: Parazitler, bazı hayvanların, bu durumda kedilerin organizmalarına bağlı olarak yaşarlar. Kedinin pek çok enfeksiyon hastalığına neden olan dış ve iç parazitler vardır.

PARAZİT TEDAVİSİ: Etkili olabilmesi için, kedi henüz çok genç bir yaşta iken düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Her parazit ilacının belirli bir etki alanı vardır. Kedinizin hangi türe karşı ilaçlanmış olduğunu öğrenmek için veteriner hekiminize danışın. Bunun dışında, birkaç tür parazit bulaşmış olabilir. Yavru kediler için 3 haftalık, 6 haftalık, 9 haftalık olduklarında, daha sonra 3 aylık oluncaya kadar her üç haftada bir parazit tedavisi önerilir. Yetişkin bir kedide parazit tedavisi yılda 2-4 kez yapılabilir. Dişilerde, bir kez çiftleşmeden önce, bir kez gebelik sırasında, sonra doğumdan bir hafta önce ve bir kez daha doğumdan 4 hafta sonra.

PİRE: Bunlar, kahverengimsi, yassı parazitlerdir ve kedilerde çok sık görülür. Bir kediden diğerine geçerler. Pireler yumurtalarını kedinin üzerine veya çevresine bırakırlar. Alerjik reaksiyonlara neden olurlar. Bunlardan kurtulmak her zaman kolay değildir. Pirelere karşı savaş hem hayvanın üzerinde, hem de çevresinde sistematik biçimde yürütülmelidir. Pire tasması önlem olarak kullanılabilir. Eğer kediniz pirelere yakalanmış ise, losyonlar, spreyler ,damlalar , pudralar kullanabilirsiniz. Kedinin çevresini de pirelerden arındırmak için sayısız ürün vardır. Kediniz için hangisinin daha etkili ve uygun olacağına veteriner hekiminiz karar verecektir.

PİSİPİSİ OTLARI: Bu otlar, çoğu zaman az ya da çok ciddi enfeksiyonların nedenleri olabilir. Uzunlama yapıları yüzünden kolayca kulak içine, buruna veya parmak aralarına girerler. Akut kulak iltihaplanmalarına yol açabilirler. Burunda yerleşenler burun iltihabına neden olurlar veya oradan da akciğerlere kadar inip bronkopnömoniye zemin hazırlarlar. Parmak aralarında ise çok sancılı enfeksiyonlara yol açarlar. Bunun için her şart altında pisipisi otunu fark ettiğiniz anda veteriner hekime başvurmalısınız. Hiçbir zaman kendiniz çıkartmaya uğraşmayın, kanamalara sinir zedelenmelerine sebep olabilirsiniz.

- S -
SAĞIRLIK: Duyma yeteneğinin kısmen yada tamamen yitirilmesi, dış kulaktaki bir lezyona (kulak iltihabı, tümör), yaşlı kedilerde bir dejenerasyona, aşırı uzun süreli antibiyotik kullanımına, (streptomisin, gentamisin gibi) kalıtımsal bir etkene (mavi gözlü beyaz kediler) veya daha ender olarak merkezi sinir sistemindeki bir rahatsızlığa (tümör, beyin iltihabı...) bağlı olabilir. Bu sağırlığı tespit etmek çok zor olabilir, çünkü işitme yetisinin kaybını kediler diğer duyularını olağanüstü biçimde geliştirebilirler. Sesinize veya el çırpmanıza tepki göstermemesi sizin için bir uyarı olabilir.

SEZERYAN: Ender olarak uygulanan cerrahi bir müdahaledir ve karın ile rahim operasyonla açılarak canlı yavrular çıkartılır. Pek çok durumda uygulanabilir: dişi kedinin kalçası, yavruların normal biçimde çıkışma izin veremeyecek kadar dardır veya yavrular aşırı derecede iridir, dişi kedi birkaç gündür sıvı kaybetmektedir ama doğum bir türlü gerçekleşmez, dişi kedide kasılmalar oluşmuyordur, gebelik süresi 70 günü aşmıştır.

SU KAYBI: Genç kediler ve yaşlıları, özellikle su kaybı riskine daha açıktırlar. Burada söz konusu olan, su yedekleri ve organizmadaki tuzların azalmasıdır. Çoğu zaman ishal, kusmalar, böbrek yetersizliği, akut bir gastroenterit veya sıcak çarpması sonucunda olur. Halsizlik, tansiyon düşmesi, cildin ve ağzın kuruması ile kendini gösterir. Kedinize, her beş dakikada bir küçük miktarlarda su verin. Eğer su içemiyorsa veteriner hekim serum bağlayacaktır. Bir kedinin günlük su gereksinimi kilo başına yaklaşık 60 ml'dir.

- Ş -
ŞİŞMANLIK: Hareketsiz kediler, hadım edilmiş olanlar, aşırı obur olanlar veya yaşlı kediler aşırı derecede beslenmemelidir. Şişmanlık fazla derecede yağ birikimi demektir ve kedinin ırkına göre normal ağırlığının % 15 fazlası şişmanlıktır. Aşırı kilolu kediler doğru biçimde beslenmelidir. Şişmanlık pek çok rahatsızlığa neden olabilir: kalp hastalıkları, şeker hastalığı. Katı bir perhiz bu fazla kilolardan kurtulmasına yardımcı olabilir. Bunun için düşük kalorili diyet kedi mamaları veteriner kliniklerinde bulunmaktadır.

- U -
UYUZ: Uyuz böcekleri tarafından oluşturulan bir deri lezyonudur. Kulak ve deri uyuzu olmak üzere iki tarzda izlenir. Özellikle bacaklar ve kafada yaygın kıl dökülmeleri, deride kızarıklık, şiddetli kaşıntı ve kaşıntı nedeniyle deride sıyrıklar oluşumu ile karakterizedir. Tedavisinde banyo tarzında ya da enjeksiyonla uygulanan antiparaziter ilaçlar kullanılmaktadır.

- Ü -
ÜRE: Üre karaciğerin ürettiği ve böbrek ve hazım yolları ile atılan bir maddedir. Kanda üre miktarının artması, böbreğin süzme yeteneğini düşüren değişik türde rahatsızlıkların sonucunda olabilir, böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, ishal , kusma veya kanamalar gibi.

- Y -
YANIK: Kedi, köpeğe göre yanıklara daha fazla maruz kalır, çünkü her şeyi araştırmak merakı daha büyüktür. Mutfak yüksek risk taşıyan bölgeler arasındadır. Yanık, şiddeti ve genişliğine göre az ya da daha ciddi boyutta olabilir. Birinci derecede bir yanık durumunda, yara sadece yüzeyseldir. Bir haftalık bir süre içinde iyileşir, çünkü yalnızca üst deri dokusu etkilenmiştir. İkinci derecedeki yanıkların iyileşmesi daha çok zaman alır. Son olarak da derin yanıklar derinin tamamını etkiler. Cilt kuru ve sert görünür. Uzun zaman alırlar, iyileşmeleri güçtür ve bazen ciddi yara izleri bırakırlar. Bazılarında acil veteriner tedavisine gerek vardır. İlk önlemleri almak için bazı öneriler: yanık bölgenin üzerine uzunca bir süre soğuk su tutun. Eğer yanık yüzeysel ise, antibiyotik bir merhem sürün. Ama eğer derin ve çok yaygın ise nemli bir beze sarın ve derhal veteriner hekime götürün.

YAPAY SÜT: Eğer dişi kediniz yavrularını besleyemiyorsa, yapay süt ile siz bu işi üstlenmelisiniz. Bir biberon ile yavruları kendi hazırlayacağınız süt ile besleyin. Bunun için 100 mi tam yağlı süt, yağ oranı % 12 olan 100 ml krema ve bir yumurta sarısı. Günde sekiz on kez biberonu vermekle başlayın. Süt 35 ila 38 derece arasında olabilir. Her tür enfeksiyon riskine karşı korumak için her kullanımdan sonra biberonları özenle temizleyip sterilize edin. Her gün yavruları tartın: bir hafta içinde yaklaşık 50 ila 100 gr almış olmaları gerekir. İkinci haftanın sonunda küçük bir kaptan içmelerini öğretmeye başlayabilirsiniz.

YAVRU KEDİLER: Yeni doğmuş bir yavru kedi yaklaşık 90 ile 100 gram arasıdır. Sağır ve kör olarak doğar. Makat ile cinsel organlar arasındaki bölge cinsiyetini belirlemeye yardım eder: erkeklerde, dişilerde olduğundan daha uzundur. İlk günlerde, zamanının çoğunu uyuyup yemek yiyerek geçirir. 10. güne doğru göz kapaklarını açmaya başlar ve gözleri gün ışığını fark eder. İlk süt dişleri 3.-4. haftaya doğru ortaya çıkmaya başlar. Kedi yavrusu mavi gözlerle doğar ve göz rengi 6. ila 12.haftada sabitleşir. Üç haftaya doğru anneden uzaklaşmaya başlar.

YOLCULUK: Kedi, araba yolculuklarından rahatsızlık duyabilir. Korku duyar, miyavlar ve bazen de kusar. Kedinizi genç yaştan itibaren kapalı bir kutu içinde araba yolculuğuna alıştırın. Veteriner hekiminiz, kedinizi sakinleştirmek için ilaçlar verebilir. Yolculuğa çıkmadan önce ona sadece çok hafif yiyecekler vermeye dikkat edin.

- Z -
ZEHİRLENME: Zehirlenmeler çoğunlukla sindirim yolu ile olur. Değişik ürünlerden kaynaklanabilir, ev temizlik ürünleri, bazı zehirli bitkiler (açelya, krizantem, benjamin, siklamen, diffenbachya, filodendron,...) ilaçlar gibi. Genç kediler özellikle bu riske açıktır. Çok tuzlu su içirerek kedinizi kusturmaya çalışabilirsiniz. Sanıldığının aksine sütün panzehir etkisi yoktur, hatta zehirlenmeyi şiddetlendirebilir bile. Her halükarda derhal veteriner hekiami aryıp zehirlenmenin neden kaynaklandığını bildirmek gerekir. Bu tedaviyi kolaylaştıracaktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Bu konuyu görüntüleyenler